Ewan 22 yasina o sene basmisti, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanin
asaletini tasiyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savasa katilmak üzere Ingiltere'den ayrilacakti, hiç
birseyden korkmuyordu ama duygusalligi nedeniyle, ülkesinden ayrilma fikri zor geliyordu ona.
"Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardi arkasina yazilmaya baslandi.
Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha
açiyorlardi. 2 sene bu sekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmis,
her mektuptan ayri tatlar almislardi.
Ewan'in ülkeye geri dönme zamani gelmisti, son mektubunda Holly'i görmek istedigini yazdi. "Ancak
seni taniyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen" diye ekledi. Holly bulusmayi kabul etti fakat
resmi göndermedi. "Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz degil mi? Yakama kirmizi
bir çiçek takacagim." dedi.
Günler birbirini kovaladi ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indigi ilk anda gözleri Holly'i aradi. Bir
müddet bakindi, sonra kalabaligin arasindan simdiye dek gördügü en güzel kadin belirdi. Uzunboylu,
çok güzel vücutlu, uzun sari saçli, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhtesem bir kadindi.
Kadina dogru bir adim atti, ama yakasinda hiç birsey yoktu. Kadin gözlerine bakti ve "Merhaba
denizci, benimle gelmek ister misin?" diye sordu.
Tam o sirada güzel kadinin omuzunun üzerinden, yakasinda kirmizi çiçek olan kadini gördü. Kisa
boylu, sisman sayilacak kiloda, gri kisa saçli, tozlu uzun pardisesü ve kalin bilekleriyle öylece
duruyordu. Ewan saskindi, az önce hayatinda gördügü en güzel kadindan bir teklif almisti ancak
karsisinda da yüregine asik oldugu kadin duruyordu. Kendini toparladi ve yanindan geçen dünyalar
güzeli kadina aldirmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanimalarini saglayan kitap vardi. Elini
uzatti, "Merhaba Holly" dedi gözlerinin içi gülerek. "Pardon" dedi kadin."Ben Holly degilim. Az önce
buradan geçen sari saçli mavi elbiseli bayan yakama bu çiçegi takti ve bunun hayatinin sinavi
oldugunu söyledi. Sizi garin çikisindaki cafe'de bekliyormuş.